23 Ağustos 2015 Pazar

Selefilik ve Taliban

İÇİNDEKİLER:
1)GİRİŞ
2)ÖZET
3)SELEFİLİK
4)SELEFİLİK’İN HİNT YARIMADASINDA ORTAYA ÇIKAN KOLUNUN BİR ÜRÜNÜ OLAN: TALİBAN
5)TALİBAN’I İKTİDAR YAPAN VE GÜÇLENMESİNE YOL AÇAN SEBEPLER
a)Güvenlik
b)Taliban’ın Etnik Mensubiyeti
6)TALİBAN’IN İDEOLOJİSİ VE DÜŞÜNSEL TEMELLERİNİ OLUŞTURAN FAKTÖRLER:
a)Diyobendilik
b)Peştunluk








ÖZET:
Genelde radikal islami örgütler, özelde Taliban’la etkin bir mücadele sürdürebilmek için karmaşık bir arka plana sahip bu meselelerin her yönüyle irdelenmesi ve kavranması gerekmektedir. Bu çalışmada öncelikle Taliban’ın anlaşılması için bu tür radikal islami örgütlere ideolojik bir zemin hazırlayan Selefilik’in ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, dünyanın farklı coğrafyalarında nasıl yorumlanıp, uygulamaya sokulduğu ile ilgili temel bilgiler verilecektir. Sonrasında konu özelleştirilecek ve Taliban’a odaklanılacaktır. Taliban nedir? sorusu temel bilgiler ile cevaplanacak; Taliban’ın iktidar olup güçlenmesinde etkili olan faktörler nelerdir? sorusu ise ülkedeki güvenlik ve Taliban’ın etnik aidiyetinin ona sağladığı fırsatlar çerçevesinde irdelenecektir. Taliban’ın ideolojisini ve düşünsel temellerini oluşturan temel dinamikler nelerdir? sorusu ise Diyobendilik ve Peştunluk gibi faktörlere odaklanarak açıklanacaktır.



Giriş:
Orta Çağ’da ilmi ve felsefi geleneği son derece güçlü olan islam alemi maalesef düşünsel ve kültürel bir duraklama sürecine girmiştir. Bu durgunluk aşamasında islam alemi Batı’nın emperyal, sömürgeci ve saldırgan politikaları ile de yüzleşmek zorunda kalmıştır. İslam alemi batının kendilerinin bütün varlıkları üzerinde tasallut kurması tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Batının emperyalist hedeflerinin etkisi altında kalan müslümanlar büyük bir kimlik krizi yaşamaya başladılar.
Bununla birlikte modernite ile birlikte İslam aleminde yoksulluk ve yoksunluk da baş göstermeye başlamıştır. Bunun sonucunda da islam coğrafyalarında sosyal krizler şiddetlenmeye başlamıştır. Mahrumiyetlerinin sebebinin bizzat modernite olduğunu fark eden Müslümanlarda modern yaşama karşı bir düşmanlık duygusu da baş göstermeye başlamıştır.
Batı karşıtlığı çatısı altında birleşen mahrum kesimlerin bir kısmı sosyal siyasi şartlarından ötürü sol ideolojilere, diğer büyük bir kısmı da geleneksel ve kültürel kodlarından ötürü İslamcı akımlara yöneldi. Bu çalışmada İslamcı akımlara yönelen ‘radikal’ hareketlere, bu hareketlerin düşünsel temellerini oluşturan selefiliğe ve bu hareketlerden biri olan Taliban’ın ideolojisine değinilecektir. Bu çalışma ile radikal islami örgütlerin İslam’ın doğal bir çıktısı olarak gösterilmesine yönelik eleştiriler getirilmekte ve çalışma süresince meselenin her yönü ile irdelenmesi gerektiğine yönelik yoğun vurgu yapılmaktadır.
Batının hayatlarının her sahasında hakimiyet kurmasından rahatsızlık duyan bazı müslüman gruplar çözümü kendi bağımsız medeniyet kimliklerini ihya edip güçlendirmekte buldular. Bu grupların bir kimlik inşa sürecine girdiklerini görmekteyiz. Kimliklerini kendilerine özgü dinamikleri ve değerleri ile temellendirme arayışına girdiler. Pek çok grubun yaptığı gibi bu kesimler de kendi öz kimliklerini tanımlamak için kaçınılmaz olarak bir ‘öteki’ne/düşmana ihtiyaç duydular. Tabiki bu düşman da kendilerini öz kimliklerinden uzaklaştıran ‘batı’ olacaktı. Bugün islam dünyasında baş gösteren batı karşıtlığının temelinde bu etkenler yatmaktadır.
Son zamanlarda artan bir şekilde rağbet görmeye başlayan selefilik akımı da İslam aleminin içinde bulunduğu sıkıntılı şartlardan kurtulması için tek çarenin Doğu’nun kimlik zeminini yeniden elde etmesi ve özüne dönüşü başlatması olduğu tezini savunmaktadır. Selefiler açısından bunun anlamı selef zamanına geri dönmektir.
Günümüzde ortaya çıkan pek çok radikal islami grubun selefilik akımından etkilendiğini görmekteyiz. Bu noktada selefilik gibi katı ideolojilerin ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin aşırı islami örgütlerin ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerle hemen hemen aynı olduğunu söylemek mümkündür. Özetleyecek olursak yukarıda da sözü edildiği gibi kilik krizinden kurtulma düşüncesi, öze dönüşe dair güçlü vurgu, yeniden bir kimlik inşası sürecinde ‘ötekine’ yönelik düşmanca tutum ve modernite ile birlikte artan yoksulluk ve mahrumiyet radikal islami düşünce ve hareketlerin ortaya çıkmasında etkili olan ana faktörlerdir.
1 Yeğin, Abdullah, Afganistan Siyasetini Anlama Kılavuzu, 6 Temmuz 2015, Seta Rapor,  s.49-58
SELEFİLİK:
İslam Dünyasının sömürgecilikle karşılaştığı dönem ortaya çıkmıştır. Selefiliğe göre İslam, sahabe dönemindeki gibi saf ve arı bir şekilde, bidatlerden, eski medeniyetlerin kalıntılarından ve sonradan ortaya çıkan fırkaların görüşlerinden uzak kalarak yaşanmalıdır. Bir başka deyişle, Müslümanların yüzyıllar içerisinde oluşturduğu felsefi, kelami ve irfani ekollerin teorik ve pratik birikimleri hiçe sayılır. Yeni ve modern bilimlere yönelik de karşıt bir tutum benimsenir.
Selefiliği tanımlarken iki önemli karakteristik dikkat çeker:
1-Hadis merkezli zahirilik ve metincilik: Zahiri mezhebi, İslâmî hükümleri Kur'ân ve Sünnet'in zahirî (lafzî, sözel) anlamlarından çıkarmayı temel alır. Kur’an ve hadislerin zahir yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmez.
2- Kurtulmuş fırka merkezli inhisarcılık(tekelcilik) ve dışlamacılık. Yani kendilerini “kurtuluşa ermiş fırka” olarak görmeleri ve kendileri gibi olmayanlara kafir gözü ile bakmaları.
      Günümüzde çoğu radikal terör örgütlerinin ideolojik altyapısını Selefi çizginin oluşturduğunu görmekteyiz. Çünkü, Geleneksel Selefi çizgi şiddetten beslenen bir tarihe sahiptir. Reaksiyoner olma ve özgüven duygusundan ziyade, yenilgi psikolojisi ile hareket etme eğilimi de, Selefî çizgideki grupların ortak paydasıdır. Söz konusu radikal örgütler bu katı ve dışlayıcı düşünce yapısı ile kendilerine bulunmaz teolojik ve duygusal zeminler hazırlamaktalar. İslam adına insanlar üzerinde hak iddia etme şeklindeki tutumları da bu çerçevede açıklanabilir.
Selefilik akımı İslam dünyasının iki farklı noktasında ortaya çıkmıştır. Birincisi Arap yarımadasında Muhammed bin Abdulvahhab önderliğinde ortaya çıkan Vahhabilik tir. El Kaide ve cihadi selefilik bu kolun ürünüdür. İkincisi ise Hint yarımadasında Şah VeliyullahDehlevi’nin teorize ettiği harekettir. Bu kolun ürünü ise Taliban’dır. Bu iki kola baktığımızda motivasyonlar ve çözüm yaklaşımlarının birbirine benzediğini görmekteyiz. Bununla birlikte düşünsel temelleri ve beslendikleri havzalar tamamen farklıdır. İkisi arasında sosyokültürel ayrılıklardan ötürü de bazı önemli farklılıklar vardır. Bu çalışmada yukarıda bahsedilen ikinci kol ve bu kolun bir çıktısı olan Taliban’ın ideolojisi ve uygulamalarının ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerden ikisi üzerinde durulacaktır. Şüphesiz bu konu kapsamında pek çok faktör üzerinde durulabilir. Ama ben kendimce çok önemli olduğunu düşündüğüm iki faktör üzerinde duracağım. Taliban’ın ideolojisi ve düşünsel temellerini oluşturan faktörlere geçmeden önce Taliban’la ilgili kısa bir bilgi verilecek ve Taliban’ı iktidar yapan sebeplere kısaca değinilecektir.

2Dinç, Engin, Işid’in Beslendiği Selefi Düşünce Nedir?,Doç. Dr.Cemil Hakyemez ile röportaj.
3Gözel, Arif, Vehhabilik,El-Kaide ve IŞİD, Haziran 2014, Ankara Strateji Enstitüsü.
Taliban Nedir?
Arapça bir kelime olan Taliban’ın anlamı öğrencilerdir. Burdaki kasıt islam öğrencileridir. Çoğunluğu Afganistan'ın en kalabalık etnik grubu Peştunlardan oluşur. Sünni, Hanefi ve İslamcı bir gruptur. Örgütün lideri Molla Ömer’dir. 27 Aralık 1979’da SSCB’nin Afganistan’ı işgal etti. Bu işgal üzerine Afganistan’da cihat çağrısı yapıldı ve 10yıl kadar sürecek bir Sovyet-Afgan savaşı başladı. Savaş 1989’da Rusların geri çekilmesi ile sonuçlanacaktır.
 Sovyetlere karşı kazanılan ortak galibiyetten sonra ne yazık ki ülkede bu sefer de iktidara aday olan mücahid gruplar arasında bir iç savaş başlayacaktır. Ülkedeki kaos ve iç savaşı kendi lehine çevirmeyi başaran Taliban 1996’da Kabil’i ele geçirerek iktidara gelmeyi başarır. Afganistan İslam Emirliği adında yeni devletlerini ilan ederler. ABD Taliban’ın El Kaide’ye destek verdiği gerekçesi ile 2001’de ülkeyi işgal etti. Taliban bu müdaheleye kadar güçlenecek ve ülkenin yüzde 90 ına yakın bir alanına hakim olacaktır. Ancak müdahale sonrasında da Taliban’ın varlığını sürdürdüğünü görmekteyiz. Taliban 2004’de yeniden organize olacak, 2009’da isyanların kuvvetlenmesi ile birlikte de gerilla savaşına başlayacaktır.
Taliban’ı iktidar yapan ve güçlenmesine yol açan sebepler
Örgütün iktidara gelebilmeyi başarması ve iktidara geldiği 1996 yılından 2001 müdahalesine kadar geçen süreçte hızlı bir şekilde hakimiyet alanını artırarak güçlenmesi hayret verici gelişmelerdir. Taliban’ın bu denli hızlı ve geniş bir alanda hakimiyet kurmasının arkasında yatan iç ve dış faktörler vardır. Tarih boyunca dünya siyasetinde stratejik bir öneme sahip olan Afganistan vekaleten savaşların yürütüldüğü talihsiz coğrafyalardan biridir. Bu bölgedeki gelişmeleri sadece iç dinamikleri ile açıklamaya çalışmak büyük bir hata olacaktır. Taliban’ın iktidara gelmesi ve sonrasında hızlı bir şekilde güçlenmesinde bir takım devletlerin desteğinin büyük önemi vardır. Pakistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, hatta ABD belirli dönemlerde verdiği desteklerle örgütün doğup gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Dış devletlerin etkisi oldukça önemli olmakla birlikte Taliban’ın doğuş ve gelişim sürecini anlamak için Afganistan toplumunun iç şartlarının da irdelenmesi zaruridir. Benim çalışmam daha çok iç şartlar ve toplumsal dinamikleri ilgilendirdiği için dış etkilere girmeyeceğim.
Toplumun iç dinamikleri ile ilgili olan sebeplerden en önemli iki tanesine değinilecektir.
A)Güvenlik:
Sovyet –Afgan Savaşı ile başlayan, Sovyetlerin ülkeden çıkarılması ile birlikte de mücahit gruplar arasında iç savaş şeklinde devam eden savaş ve kaos ortamı Afgan toplumunu canından usandırmıştı. Ülkede yasa,adalet ve ceza sistemi de çökmüş durumdaydı.
4 https://saklibelgeler.wordpress.com/2012/03/16/taliban-kimdir-taliban-nedir-video-ve-fotograflarla-taliban/
5 Al Jazeera, Taliban'ın ortaya çıkışı ve gelişimi, 18 Ocak 2014
6 https://tr.wikipedia.org/wiki/Taliban
Yıllardır süren savaş, şiddet ve yönetim boşluğundan yorulan halk toplumsal güven ve asayişi sağlayacak mutlak bir güç ve otoriter bir yönetim  beklentisi içine girmişti. Taliban bu ihtiyaç, boşluk ve fırsattan faydalanarak tarafsız 3. bir grup olarak halkın beklentilerini karşılayacak söylemlerle ortaya çıktı. Barış ve güvenliği sağlayacağı iddiasındaydı. Söylemleri ile paralellik gösteren uygulamaları da vardı. Bu şekilde halkın güvenini sağlayan Taliban, kısa bir sürede ülkedeki en güçlü grup olmayı başardı.
B)Etnik Durum:
Taliban’ın iktidarından önce Afganistan’da siyasal hâkimiyet eskiden beri Peştunların kontrolündeydi. Taliban kurucu ve mensuplarının da çoğunlukla Peştunlara dayanıyor olması, Taliban’ın en büyük avantajı ve imkanı idi. Öyle ki diğer Peştun mücahit gruplar Taliban’a karşı herhangi bir direniş sergilemek bir yana, üyelerini Taliban’ın hizmetine sundular.
Taliban’ın ideolojisi ve düşünsel temellerini oluşturan faktörler:
Genelde radikal islami örgütler özelde Taliban’la  etkili bir mücadele sürdürebilmek için bu örgütleri var eden sebeplerin her yönüyle incelenmesi gerekir. Taliban sadece salt siyasi-askeri vakıa olarak görülmesi ve anlaşılmaya çalışılması çok büyük bir hata olacaktır. Çok yönlü, karmaşık boyutları ve arka planı olan bir meseleden söz etmekteyiz. Örgütün doğru tanımlanıp, anlamlandırılabilmesi için tarihsel, teorik, etnik ve sosyal öncüllerin doğru tespit edilmesi gerekir.
Taliban’ın ve diğer radikal islami örgütlerin açıklanması konusunda dikkati çekmek istediğim bir husus var. Batının çoğu kesimlerinin bu tür örgütleri özcü bir açıklamaya sığınarak açıkladıklarını görmekteyiz. Bu tür radikal örgütler bazı kesimler tarafından İslam’ın tarihsel çatışmasının günümüzdeki bir çıktısı olarak yorunlanmaktadır. Taliban gibi örgütler içinde ortaya çıktığı koşullardan , soyutlanarak İslam’ın doğal bir çıktısına dönüştürülür. Örneğin ABD’nin ve SSCB’nin Afganistan’ı işgalinin ve diğer devletlerin Taliban’a ve ülkedeki çeşitli grupların radikalleşmesine verdikleri desteğin, Taliban’ın doğup, gelişmesine etkileri görmezden gelinir. Hatta İslam’ın El Kaide, Taliban, IŞİD vs. gibi totaliter yapılar ile sonuçlanmaktan başka bir alternatifi olmadığı görüşünü savunan kesimler dahi vardır. Sonuç olarak dış güçlerin müdahaleci politikalarının söz konusu ülkelerde bu tür aşırı grupların gelişmesi için uygun bir zemin hazırladığı gerçeği kesinlikle göz ardı edilmemeli ve bu gerçeklerin üstünün kapatılmasına asla izin verilmemelidir. Ancak daha önce de belirttiğim gibi dış etkiler benim çalışmamım konusu değildir.

7http://nedirhakkindabilgiler.kadinlaricin.net/makaleler/taliban-nedir.htm
8http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00246.htm
9 Balcı, Ali, IŞİD  Ve Doğu’yu Kuşatan ‘’Barbalık’’: Batnın Yeni Temsil ve Yönetim Stratejilerine Dair, Ortadoğu Analiz, Kasım-Aralık 2014, Orsam.
 Genelde radikal islami örgütler özelde Taliban’la etkili bir mücadele sürdürebilmek için bu örgütleri var eden sebeplerin her yönüyle incelenmesi gerekir. Taliban’ın sadece islamın doğal bir çıktısı olarak görülmesinin hatalı olduğu gibi, salt siyasi-askeri vakıa olarak görülmesi ve anlaşılmaya çalışılması da çok büyük bir hata olacaktır.
Çok yönlü, karmaşık boyutları ve arka planı olan bir meseleden söz etmekteyiz. Örgütün doğru tanımlanıp, anlamlandırılabilmesi için tarihsel, teorik, etnik ve sosyal öncüllerin doğru tespit edilmesi gerekir.
Çalışmamın geri kalan kısmında örgütün ideolojisi ve düşünsel temellerini oluşturan faktörlerden kendimce önemli bulduğum iki tanesi üzerinde duracağım. Bunlardan birincisi Taliban’ın dini düşünsel temellerini oluşturan Diyobendilik ekolüdür. Ancak  Taliban’ın dini-siyasi bir hareket olarak ve din adına ortaya koydukları tek başına din değil, kabile kültürünün gelenekleriyle şekillenmiş ve yorumlanmış din anlayışıdır. Bu sebeple ikinci faktör olarak Peştunluk üzerinde durulacaktır.
1.FAKTÖR: DİYOBENDİLİK:
İngiltere’nin Hint Yarımadasındaki hakimiyeti Hint-Pakistan Müslümanlarının kimlik erozyonuna uğraması sonucunu da beraberinde getirdi. Bu yüzden toplum batıyı tehdit olarak algılamaya başladı. Bu sebeple Hanefi Müslümanlar inanç ve değerlerini korumak ve kaybolan değerlerini yeniden canlandırmak için 1867’de Hindistan’ın Diyobend köyünde bir medrese kurdular. İngilizlerin mutlak hakimiyetini yenilgi olarak düşünen medrese uleması mağlubiyet sebeplerini sorgularken cihat fikrine ulaştılar. Bu medresenin müntesipleri Diyobendi grubu olarak bilinirler.
Taliban’ın teorileri Diyobend medresesinde atılmıştır. Sovyet hakimiyeti zamanında Pakistan’a göç eden Afganlar, Diyobendi medresesinde eğitim aldıktan sonra cihad ve Taliban’a katılmak için geri Afganistan’a döndüler.
Diyobendi medresesinin temel teorileri:
Selefilik akımının Hint yarımadasında ortaya çıkan kolu olan Diyobendilik İslam’ın özüne dönüş vurgusu yapmaktadır. Öğrencileri hizipsel, kapalı, katı görüşler ve düşmanca, intikamcı hislerle eğitilmektedir. Medresede  modern bilimler, sömürgeci güçlerin bir ürünü şeklinde değerlendirildiğinden yasaklanmaktadır. Diyobendiliğin/Diyobendi medresesinin önemi:
Bu medrese ehl-i sünnet dünyasını derinden etkileyen izler bırakmıştır. Hindistan’ın bağımsızlığıı kazanması ve Pakistan devletinin  kurulmasında önemli roller üstlenmiştir. Afganistan’daki değişimler ve ülkenin Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi ise, Diyobendi ekolünün bugünkü şartlarda güçlenmesini sağlayan en önemli olaylardır.
10http://www.davetci.com/d_ulke/afg_taliban_vehhabilik.htm
11 Frear, Thomas , Influences that Shaped Taliban Ideology, DEC, 26, 2012
12 Brahimi, Alia, The Taliban’s Evolving Ideology, July 2010
2.FAKTÖR:PEŞTUNLUK:
Taliban üyeleri genel olarak Afganistan ve Pakistan’ın en yoksul Peştun bölgesinden gelirler.  Taliban’ın siyasi düşüncelerinin doğru anlaşılması için Diyobend ekolü Selefiliğinin yanında Peştunlarda geleneğin yeri ve bunun Taliban’ın düşünce ve davranışlarına etkisinin de iyi anlaşılması gerekmektedir. Çünkü Taliban üyeleri Pakistan’da öğrendikleri dini bilgilerle geleneklerini harmanlayarak yeni bir anlayış ortaya koydular. Hatta Taliban mensuplarının Peştun örf ve adetlerini dini kurallar haline getirme eğilimleri dahi vardır. Toplumun yapısı modernite ile karşılaşmada verilen tepkinin şiddetini ve yöntemini belirlemede oldukça etkilidir. Yani toplumun medeni mi yoksa bedevi mi olduğu, aldığı pozisyonun şeklinde önemli bir belirleyendir. Kabile toplumunda hüküm süren değerler ve normlar yazılı olmamakla beraber oldukça katı ve keskin sınırlara sahip kurallardan meydana gelmektedir. Bu da bu tür toplumlarda inancın dogmatizm ve sertliğe bürünmesini kolaylaştırmaktadır. Zira kabile kuralları o kadar mutlaklaşmıştır ki onları kırmak imkânsıza yakındır. Din de kabile ortamına girdiğinde onun rengini almak durumunda kalır. Kabilenin dar ve kapalı yorumu dini de kuşatır ve dinin yanlış yorumlanıp, yaşanması sonucunu doğurur. Taliban’ın da kabile yapısı ile çatışmadığını , aksine bu katı yapıya uyum gösterdiğini görmekteyiz.
Peştun örf ve adetleri / Peştun geleneği:
Bir kabile toplumu olan Peştunlar, çok güçlü kabile değerlerine sahiptirler. Afganistan’daki diğer etnik gruplarla kıyaslandığında Peştunlarda geleneklerin gündelik hayattaki yeri çok daha fazladır. Peştunlar kendilerine has, Peştunvali olarak isimlendirilen geleneklere sahiptirler. Peştunvali, Peştun geleneğinde hem yasalar topluluğudur hem de bir tür ideolojidir. Peştunvali kuralları, Peştunların insani ilişkilerinin çok geniş bir alanını kapsamakta ve düzenlemektedir.
Peştun geleneğinde var olan kabileciliğe/aşiretçiliğe göre her hâlükârda kendi kabilesinden olana yardım etmek resmi bir kabile vazifesidir. Bu yüzdendir ki Peştunlar gerektiğinde iç ihtilaflarını bir kenara bırakıp ortak tehdide karşı birleşmeyi daima başarmışlardır. Örneğin;Pakistan’daki tarihsel Peştunistan meselesinin kökenleri bu halkın kan bağlarına dayanmaktadır ki iki taraf Peştunları farklı ülke vatandaşları olmalarına rağmen asla birbirlerini unutmamış ve birbirlerinden kopmamışlardır.
Peştunluğun Taliban’ın ideolojisinin oluşumuna etkisini gösteren örnekler:
1)Taliban’ın Peştun kabile kültüründen etkilendiğinin en açık kanıtı onların dini kuralları yorumlama biçimleridir. Kabile kültürünün Taliban’ın dini düşüncesine etkisinin ilk ve en önemli göstergesi dini, siyasi sistem anlayışları ve bu konudaki meşruiyet yollarıdır.

13 Qureshi, Emran, Taliban, Oxford İslamic Studies Online
14 Dixit, Aabha,  Soldiers of Islam: Origins, Ideology and Strategy of the Taliban, 
Örneğin; hilafet sistemi esas olarak İslami yönetim modellerinden birisiyse de Taliban’ın hilafet anlayışında yöneticinin mutlaklığı ve başka kimseye bir rol biçmemesi İslami hilafetin Şura kurumu dikkate alındığında halifelikten çok, aşiret reisliğini andırmaktadır. Yani yönetim anlayışları İslam’ın öngördüğünden oldukça farklıdır.
2)Taliban’ın kadına bakışı da Peştun kabile kültüründen fazlasıyla etkilendiğini göstermektedir. Kadına yönelik tutumu İslam’ın kadına dair bakışı ile tamamen çelişmektedir.
3)Sertlik ve katılık da Taliban siyasetçilerinin Peştun geleneklerinden edindikleri özellikleridir. Peştun halkının kincilik ve intikamcılığı bütün Afganistan ve Pakistan’da meşhur bir durumdur. Sertlik, kincilik ve intikamcılığın İslam’da yeri yoktur.
Kısacası, Taliban’ın ilke ve uygulamalarının çoğunun İslam’la alakası yoktur ve bu ilke, ideoloji ve uygulamaları tamamen dini temellere dayandırarak açıklamak olaya sadece tek çerçeveden bakmak anlamına gelmektedir. Peştun geleneklerinin Taliban’ı Taliban yapan değerlerinin çoğunun oluşumuna doğrudan temel oluşturduğu asla göz ardı edilmemelidir. Bu tür Radikal İslami örgütler asla İslam’ın doğal bir çıktısı olarak değerlendirilemez. Pek çok farklı faktör bu tür örgütlerin sapık ideolojilerinin oluşumunda ve İslam’ın son derece yanlış anlanıp, yorumlanıp, yaşanmasında direk etkilidir. Ben bu çalışmamda bu faktörlerden ikisi üzerinde durmaya çalıştım. Ancak bu tür radikal islami örgütlerin doğru tanımlanıp, anlamlandırılabilmesi için tarihsel, teorik, etnik ve sosyal diğer öncüllerin de irdelenmesi ve tespit edilmesi elzemdir.
SONUÇ: Mezhepler ve akımların inanç ve pratiklerinin arkasında genellikle dini motiflerden çok sosyal, kültürel, psikolojik, ekonomik ve siyasi unsurlar rol oynar. Günümüzde radikal islami örgütlerle etkin bir mücadele verilememesinin asıl sebebi meselenin sadece salt siyasi-askeri bir konu olarak algılanması ve bu örgütlere yönelik uygulanan stratejinin bombalama siyasetinin ötesine gidememesidir. Bir diğer önemli sebep de kimi kesimlerin bu tür örgütleri özcü bir açıklamaya sığınarak İslam’ın doğal bir çıktısı olarak göstermeleri ve örgütü var eden esas dinamiklerin üstünü örtme gayretleridir. Temelde bu olumsuz tutumlara yönelik bir eleştiri getirmek amacıyla kaleme aldığım bu çalışmamda konunun her yönü ile irdelenip, anlaşılması gerektiği yönünde farkındalık yaratma gayretindeyim. Bu çalışma kısa ve çok kapsamlı olmayan bir çalışma olduğu için konunun önemli gördüğüm sınırlı sayıdaki başlıklarına değinebildim. Ancak temennim bu tür örgütlerle daha etkin mücadele edebilmek için konunun diğer boyutları ile ilgili de ayrıntılı çalışmalar yapılmasıdır.


15 Semple, Michael, Rhetorıc, Ideology, And Organızatıonal Structure Of The Talıban Movement, 2014 by the United States Institute of Peace
16 Sultana, Aneela, Talıban Or Terrorıst? Some Reflectıons On Talıban’s Ideology,
KAYNAKÇA:
1)Yeğin,Abdullah, Afganistan Siyasetini Anlama Kılavuzu, 6 Temmuz 2015, Seta Rapor
2) Dinç, Engin, Işid’in Beslendiği Selefi Düşünce Nedir?,Doç. Dr.Cemil Hakyemez ile röportaj.
3) Gözel, Arif, Vehhabilik,El-Kaide ve IŞİD, Haziran 2014, Ankara Strateji Enstitüsü.
4)  https://saklibelgeler.wordpress.com/2012/03/16/taliban-kimdir-taliban-nedir-video-ve-fotograflarla-taliban/
5 )Al Jazeera, Taliban'ın ortaya çıkışı ve gelişimi, 18 Ocak 2014
7)http://nedirhakkindabilgiler.kadinlaricin.net/makaleler/taliban-nedir.htm
8)http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00246.htm
9 )Balcı, Ali, IŞİD  Ve Doğu’yu Kuşatan ‘’Barbalık’’: Batnın Yeni Temsil ve Yönetim Stratejilerine Dair, Ortadoğu Analiz, Kasım-Aralık 2014, Orsam.
10)http://www.davetci.com/d_ulke/afg_taliban_vehhabilik.htm
11 )Frear, Thomas , Influences that Shaped Taliban Ideology, DEC, 26, 2012
12 )Brahimi, Alia, The Taliban’s Evolving Ideology, July 2010
13) Qureshi, Emran, Taliban, Oxford İslamic Studies Online
14) Dixit, Aabha,  Soldiers of Islam: Origins, Ideology and Strategy of the Taliban
15) Semple, Michael, Rhetorıc, Ideology, And Organızatıonal Structure Of The Talıban Movement, 2014 by the United States Institute of Peace
16) Sultana, Aneela, Talıban Or Terrorıst? Some Reflectıons On Talıban’s Ideology,




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder