GİRİŞ:
Ermeni sorunu 1878 Berlin Anlaşması ile uluslararası bir mesele haline
gelmiştir. Dağılma sürecinde Osmanlı topraklarında söz sahibi olmak isteyen
veya çöküşü hızlandırmak isteyen büyük güçler Ermenilere yönelik politikalar
geliştirmişlerdir. Aslında Ermeni sorunu hemen her dönemde uluslararası
sistemde etkili olan devletlerin dış politikalarında yer edinmiştir. 1991
yılında Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanması ile birlikte diasporanın
Ermenistan dış politikasına yön verme çabaları artmıştır.
Ermeniler dünyanın çeşitli ülkelerinde
örgütler kurmuşlardır. Bu örgütler ile bulundukları ülkelerin siyasal ve
toplumsal yapılarını etkilemeye , Ermenistan politikasında söz sahibi olmaya ve
o ülkelerdeki Ermeni toplumunun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmışlardır. Bu
örgütlenmeler sosyal yardım amaçlı olabildiği gibi siyasi parti olarak da
ortaya çıkmaktadır.
Ermeni kuruluşlar pek çok ülkede
yönetimler üzerinde yaptıkları lobi faaliyetleri ile soykırım iddialarını
uluslararası alanda gündeme getirmeye çalışmaktadırlar. Rusya da diasporanın
etkin bir şekilde faaliyet gösterdiği ülkelerden biridir. Diasporanın bu
faaliyetleri Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkiler üzerinde olumsuz
etkilerde bulunmaktadır. Bu çalışmada Rusya Federasyonun’daki
diasporanın Rusya’nın Ermeni Soykırımı iddialarına yönelik tutumu üzerindeki
etkileri incelenmeye çalışılacaktır. Çalışmada ağırlıklı olarak diasporanın
1991’den sonraki faaliyetleri üzerinde durulacaktır.
RUSYA’NIN ERMENİ SOYKIRIMI
İDDİALARINA YÖNELİK SERGİLEDİĞİ TUTUMLAR
Rusya Federasyonu Federal Konseyi Devlet
Duması (Temsilciler Meclisi) 14 Nisan 1995 tarihinde sözde Ermeni soykırımını
tanıyan tavsiye niteliğinde bir karar almıştır.
1 Kasım Kamer ‘’Ermeni Sorunu El
Kitabı-Ermeni Sorununun Uluslararası İlişkiler Boyutu’’, Ermeni Araştırmaları
Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Basım Evi, 2002
Bu
kararla Ermeni iddialarında bahsi geçen olaylar kınanmıştır. Ayrıca bu karar
ile birlikte Rusya Federasyonu Federal Konseyi Devlet Duması 24 Nisan’ı
‘’Soykırım Kurbanlarını Anma Günü’’ olarak ilan etti. Kararda 1915 ve 1922 tarihleri
arasında Ermenilere karşı fiziksel yok etme suçunu işleyenler kınanır ve bu
girişimlerin Rusya’ya zarar verme amacı güttüğü öne sürülür. Ancak Duma’nın bu
çabası Devlet Başkanı ve hükümet tarafından onaylanmamıştır. Bu kararın
1994-1996 arasındaki birinci Rus-Çeçen savaşına denk gelmesi önemli bir
faktördür. Rusya’da Türkiye’nin Çeçen ayrılıkçılara destek verdiği yönünde
yaygın bir kanı vardı. Ayrıca PKK’nın Moskova’daki faaliyetleri de bu yıllarda
oldukça fazlalaşmıştı. Kısacası bu iki sorun iki ülke arasındaki ilişkileri
germekteydi.
Ancak 14 Şubat 2001 tarihinde aynı konunun
görüşülmesini isteyen bir öneri Duma tarafından reddedilmiştir. Bu taslak
1995’te kabul edilen bildiriden farklıydı. Taslak, Türkiye’nin soykırım
suçundan uluslararası mahkemede yargılanması ve mağdurlara tazminat ödenmesi
tekliflerini içermekteydi. Kabülü Türk-Rus ilişkilerinde onarımı zor sonuçlara
yol açabilirdi. 1995 yılında alınan karar ise yürürlükte kalmaya devam
etmektedir.
15 Eylül 2001 tarihinde Rusya Devlet
Başkanı Putin Erivan’daki soykırım
anıtına bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Anıttaki ziyaret defterine yazdığı yazı
ile açık bir şekilde sözde soykırımı tanımıştır. Bunlara ek olarak, Duma’nın 22
Nisan 2005 tarihli bir açıklaması vardır. Duma bu açıklamasında da Ermeni
iddiaları ile örtüşen değerlendirmelerde bulunmuştur.
Ermeni iddialarına ilişkin kararlar 1965’ten
günümüze kadar yirmi ülkenin parlamentosu tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır.
2 Kasım Kamer ‘’Ermeni Sorunu El Kitabı-Ermeni
Sorununun Uluslararası İlişkiler Boyutu’’, Ermeni Araştırmaları Enstitüsü,
Ankara Üniversitesi Basım Evi, 2002
3 ntvmsnbc,Ermeni Tezleri 20 Ülkede kabul gördü,
2011
4 Russia Duma Resolution, April 14, 1995, The
Armenian Genocide Museum-Instıtute
Bu
kararlar içerik bakımından altı grupta değerlendirilmektedir. Birinci gruptaki
ülkeler 1915 olaylarını Türkiye ve Osmanlı Devleti ismini kullanmaksızın
soykırım olarak değerlendirmişlerdir. İkinci grup ülkelerin aldığı parlamento
kararlarında soykırım suçundan dolayı Türkiye’nin sorumlu tutulamayacağı belirtilmektedir.
Üçüncü grup ülkeler alıkları kararlar ile 1915 olaylarından Osmanlı yönetimini
sorumlu tutmuşlardır. 1915 olaylarında açıkça Türkiye’nin sorumluluğuna atıfta
bulunan ülkeler ise dördüncü grupta yer almaktadırlar. İddialara konu olan
olayların 1915-1923 döneminde yaşanmış olduğu gerekçesi ile Osmanlı Devleti ile
birlikte Türkiye’yi de suçlama yoluna giden ülkeler de ayrı bir grup olarak
değerlendirilmektedir. Rusya bu grupta sıralanmaktadır. İsveç Parlamentosunun
2010 da aldığı karar ise altıncı grubu oluşturur. İsveç 1915 olaylarının konu
edildiği iddialara Ermeniler dışında diğer Hristiyan halkları da eklemektedir.
Rusya’nın Ermeni soykırımı iddialarının
lehindeki tutumunu ortaya çıkaran bir diğer gelişme de Ermenistan’da 24 Nisan
günü yapılan ‘1965 Yerevan Mitingleri’dir. 1965’de diasporada Ermeni soykırımı
50.yılında mitinglerle anılmaya çalışılırken, Ermenistan’da da bu yönde
girişimler vardı. Sovyet sistemi, 1965’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliği’ne bağlı olan Ermenistan’a 1915’i anması için müsaade etmiştir. 24
Nisan 1965’te Ermenistan Opera Meydanı’nda toplanarak protesto gösterisi
düzenlendi. Gösterinin 100 bin kişilik dev bir kitleden oluşması Sovyetler
Birliği tarihinde bir ilk olarak tarihe geçmiştir. 1915’te ölenleri anma ve
Batı Ermenistan’ın tahsisi amacı ile düzenlenen Yerevan Mitingleri bugüne kadar
sürecek olan Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınması mücadelesinin
başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
5 Ertani , Emre, Dünya’nın Ermeni Soykırımı İle
Tanıştığı Yıl:1965, 2014
6 Kılıç
Yaşın Gözde, Ermeni İddialarını Kabul Eden Ülkeler, 21.Yüzyıl Türkiye
Enstitüsü,2014
Kısacası
Rusya’nın 24 Mayıs 1915’de Fransa ve Büyük Britanya ile birlikte katliamları
kınamak için yayınladığı ortak bildiriden günümüze kadar geçen süreçte,
Rusya’nın Ermeni Soykırımı iddialarına yönelik tutumunun pek fazla
değişmediğini rahatlıkla söylemek mümkündür. Rusya lideri Putin, 1915 Ermeni
Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü vesilesiyle 24 Nisan 2015’te Ermenistan’ın
başkenti Erivan’da yapılacak olan anma törenine katılacağını bildirerek Ermeni
Soykırımı iddialarına yönelik geleneksel devlet politikasının devam ettiğini bir
kez daha uluslararası kamuoyuna göstermiştir.
RUSYA’DAKİ ERMENİ
DİASPORASI VE ERMENİ SOYKIRIMI KONUSUNDAKİ FAALİYETLERİ
Rusya’daki
Ermeni diasporası dünyadaki en büyük Ermeni diasporasıdır. Rusya
Federasyonu’nda yaşayan Ermeni nüfusu yaklaşık 2 milyondur. Her yıl yaklaşık
20.000 Ermeni Ermenistan’dan Rusya’ya göç ediyor. Son zamanlarda Rusya’ya
Ermeni göçü artmıştır. Rusya’daki Ermeni Diasporası son yıllarda Türkiye
aleyhine propagandasını hızlandırmıştır. Rusya’nın Ermeni Soykırımı iddialarını
destekleyen bir tavır takınmasında diğer gerekçelerin yanında şüphesiz Ermeni
diasporasının yaptığı propagandanın da büyük etkisi vardır.
Rusya Ermeni diasporası 1991’den sonra
hızla artmaya başlamıştır. İlk yıllarını hazırlık dönemi gibi düşünürsek, 2000‘li
yıllara oldukça örgütlü ve akif bir şekilde girdiklerini söylemek mümkündür.
Örgütlenmeleri sayesinde Rusya’daki nüfuzları gün geçtikçe artmaktadır.
Türkiye’ye karşı son derece agresif ve düşmanca bir tavır içindedirler.
Ekonomik ve politik güçleri gün geçtikçe arttığı için uzun vadede Türkiye ve
Rusya arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemesi muhtemeldir. Aynı zamanda Rusya
Ermeni diasporası ABD ve Avrupa ermeni diasporaları ile entegrasyonunu da
tamamlamış bulunmaktadır.
7 France, Great Britain and Russia Joint
Decleration, May 24,1915, Armenian National İnstitute
Ermeni soykırımı iddiaları Rusya tarafından
Türkiye’ye karşı gerektiğinde siyasi bir silah ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır.
Türkiye aleyhine propaganda yaparak sözde soykırıma uğradıklarını kabul
ettirmek Rusya’daki Ermeni diasporasının esas amaçlarından biridir. Rusya’daki
Ermeni diasporasını genel olarak Türkiye aleyhinde en sert propaganda yapan Taşnaktsuyun partisi yönlendirmektedir.
Taşnaktsuyun sözde soykırımın Türkiye tarafından tanınmaması durumunda Türkiye
ile ilişki kurulmasını reddediyor. Petrosyan’ın Türkiye ‘ye karşı nispeten
ılımlı politikaları Taşnaktsuyun’u rahatsız etmiş ve Petrosyan aleyhinde
protestolar başlatarak onu iktidardan ayrılmaya zorlamıştır. Bu sebeple
Taşnaktsuyun Ter Perosyan döneminde etkili olamadığını söyleyebiliriz.
Taşnaktsuyun, R.Koçaryan döneminde tekrar Ermenistan politikasındaki etkisini
artırmaya başlayacaktır.
2000 yılında Moskova’da kurulan bir Ermeni
organizasyonu olan REB sözde Ermeni soykırımının Rusya tarafından resmi olarak
tanınması ve konu hakında kanun çıkarılması için aktif şekilde faaliyetler
yürütüyor. REB’in Rusya’nın değişik bölgelerinde 60’a yakın temsilciliği
bulunmaktadır. REB diasporanın en büyük ve en etkili organizasyonudur.
Her yıl 24 Nisan’da Moskova’daki Türk
büyükelçiliği önünde Türkiye’yi protesto gösterileri ve mitingleri düzenleyen
REB 2000 yılında bünyesinde Moskova’da “Uluslararası Ermeni Hukuk ve Politika
Enstitüsü”nü kurmuştur. Bu enstitüde sözde Ermeni soykırımı araştırılıp,
inceleniyor ve makaleler yayınlanıyor. Aynı zamanda bu amaçla ortaya konulan
yayınlar destekleniyor.
Son yıllarda Rusya’daki Ermeni
diasporası dünyadaki diğer Ermeniler ile entegre olabilme ve ortak politikalar
yürütme amacı ile de çalışmalar yapmaktadır. Rusya’daki Ermeni diasporasının
temsilcileri, Haziran 2000’de Macaristan’ın başkenti Budapeşte’te
8
Özbay, Fatih, Ermeni Diasporası Ve Türkiye-Rusya İlişkileri, TASAM(Türkiye
Stratejik Araştırmalar Merkezi), Stratejik Rapor No:5, Nisan 2005, S.1-6.
toplanan
‘’Avrupa Ermenileri” forumunun ikinci toplantısına katılan heyetler
arasındaydı. Forumun amacı, Rusya’dakileri de içine alacak şekilde, tüm
Avrupa’daki Ermenilerin işbirliğini ve koordinasyonunu sağlamak ve sözde Ermeni
soykırımını kabul ettirmek için yürütülen lobicilik çalışmalarında ortak
hareket stratejisi ortaya koyabilmekti.
REB Başkanı A.Abrayan ‘’Dünya Ermenileri
Kongresi’’ kurmak amacı ile 2002’den itibaren 30’a yakın ülkeye ziyaret
gerçekleştirmiştir. Gittiği ülkelerde devlet yetkilileri ve Ermeni diasporası
temsilcileri ile görüşmelerde bulunmuştur. 6-7 Ekim 2003’te DEK’in Moskova’da
kuruluş toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya 38 ülkeden 114 organizasyon
katıldı. Katılımcıların çoğu konuşmasını Rusça yaptı. Rus televizyonlar›nda “12
milyon Ermeni birleşmeye Moskova’dan başladı’’ şeklinde yorumlar yer aldı. REB
Başkanı A. Abramyan bu kuruluşun amacını:
1)Dünyadaki
Ermeni diasporalarını tek çatı altında birleştirmek ve
2)
Farklı ülkelerdeki Ermeni diasporaları arasında dayanışma ve işbrliğini temin
etmek.
olarak
açıkladı.
Abramyan’ın konuşmasındaki çarpıcı nokta
ise; bu yardımların diasporalar arasında değil devletler arasında yapılacak
olmasını belirtmesiydi. Bu gelişmeler Türkiye açısından da büyük öneme
sahiptir. 1) DEK için kuruluş ve teşkilatlanma
yeri olarak Moskova’nın seçilmesi kritik öneme sahiptir. Bu gelişme yönetim
merkezi ABD ve Fransa’da olan Ermeni diasporasının yerinin Rusya’ya kaymasına
yol açabilir. 2) Bu gelişmeden yola
çıkarak gelecekte Rusya’nın Ermenistan’a yönelik politikalarının
değişebileceğini öngörmek mümkündür.
9
Özbay, Fatih, Ermeni Diasporası Ve Türkiye-Rusya İlişkileri, TASAM(Türkiye
Stratejik Araştırmalar Merkezi), Stratejik Rapor No:5, Nisan 2005, S.6-7.
6-8 Mayıs 2004 tarihinde ise yine Ermeni
soykırımı iddialarına yönelik Erivan’da
“Ermeni-Rus ilişkilerinde Bir Faktör Olarak Soykırımın Tanınması
Araçları ve Yolları” isminde bir konferans toplandı. REB Başkanı A. Abramyan
konferansta “Dünya Ermeni Kongresine Düşen Görevler” başlıklı bir konuşma
yaptı.
2005 Mayısında REB bir görüşme daha organize
etmeyi planladı. Bu görüşme için sözde soykırım konusunda tüm Ermenilerin
hemfikir olduğu bir karar almak amacı ile çeşitli ülkelerden soykırım
uzmanlarını bir araya getirilmesi planlandı. Bu görüşmelerden çıkacak ortak
karar ve hareket planının Ermenistan’daki STK’lara, devlet yetkililerine ve siyasi
partilere öneri olarak götürülmesi amaçlanmıştı.
Abramyan, DEK’nin ABD’deki Ermeni
organizasyonlarının gücüne ulaşabilmesi için ekonomik potansiyelinin büyük
oranda artırılması gerektiğinin altını çizmekteydi. Bu amaca yönelik olarak DEK
ve REB, Rusya’da iş çevrelerini bir araya getirebilmek amacı ile ekonomik
ağırlıklı organizasyonların hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar
yapmaktadır.
Rusya’da Rusya ve Türkiye’nin ikili
ilişkilerinde Ermeni Soykırımı iddialarını ortaya atmak için sorun çıkmasını
kollayan pek çok kesim var. Örneğin; ‘’Çeçen’’ ve ‘’Kürt ‘’ sorunları iki ülke
arasındaki hassas konulardandır. İki ülke bu hassas konularda uyuşmazlık yaşadığı
zamanlarda diaspora sözde soykırım konusunu gündeme getirmektedir
Ancak
Türkiye’nin Rusya’da bu çabalara karşılık olabilecek nitelikte
faaliyetleri çok azdır. Yani, soykırım iddialarının aleyhinde propaganda yapmak
için harcadığımız çabalar yetersiz kalmakta. Yine de Türkiye-Rusya ikili
ilişkilerinin belli bir seviyede tutulabildiğini görmekteyiz. Şüphesiz son
dönemlerde gelişen ekonomik ilişkilerin siyasi ilişkileri de yumuşatması bu
seviyenin korunmasını sağlayan en önemli etkenlerden biridir.
10 Cabbarlı, Hatem,
Rusya’da Ermeni Diasporası:Oluşumu Ve Faalietleri, Sayı:3,2001
RUSYA’DAKİ ERMENİ DİASPORASI’NIN
ERMENİ SOYKIRIMI’NA YÖNELİK DİĞER FAALİYETLERİ:
Ekim 2002’de Çeçen militanların Moskova’da gerçekleştirdikleri “Nord-Ost”
tiyatro baskını üzerine Türk basını Rusya’yı eleştirdi . Rusya’da karşılık
olarak Ermeni sorununu üstü kapalı bir şekilde dile getirdi.
17 Aralık 2004 AB zirvesi öncesinde,
Avrupa’daki Ermeni diasporasına bağlı organizasyonlar Brüksel’de Türkiye’ye
tarih verilmemesi için protesto yaptılar. Bu protestolara, REB ve DEK’nin
organizasyonuyla ilk defa Rusya Ermeni diasporasından bir heyet de katıldı.
Ermeni diasporası iyi giden ilişkilerine
rağmen Rusya’yı bazı dönemlerde Ermeni sorununa yeterince sahip çıkmadığı için
eleştiriyor. Örneğin; “Bütün Rusya Ermeni Kongresi” 28 Mart 2001 tarihindeki
toplantıdan sonra bir deklerasyon yayınladı ve bu deklerasyonla Rusya’yı
eleştirdi
Ermeni diasporasının Rusya’da Türkiye
aleyhine yaptığı propaganda kısa ve uzun vadede Türkiye’nin aleyhine pek çok
sonuç doğuracaktır. Bu noktada Rusya ile ikili ilişkilerin iyi düzeyde
tutulması adına Türkiye ekonomi diplomasisini iyi kullanmalıdır. Türkiye benzer
bir stratejiyi 1990’lı yılların sonunda Kürt sorununda Rusya’ya karşı
kullanmıştır ve bu tehlikeyi ilişkilerini bozmadan atlatma başarısını
göstermiştir.
ABD’deki
ve diğer ülkelerdeki Ermeni diasporası Türkiye aleyhinde faaliyetleri ile
Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmaktadır. Bunlara ek olarak
artış göstermeye başlayan Rusya’daki Ermeni diasporasının faaliyetlerine
bakılırsa Türkiye’nin işinin daha da zorlaşacağını öngörmek zor değildir. Bunu
engellemek için geç kalınmış değildir. Türk-Rus ilişkilerindeki mevcut konjukturün
de bu tehlikeyi atlatmak için uygun ortamı sağladığını söylemek mümkündür.
KAYNAKÇA
1) Kasım, Kamer ‘’Ermeni
Sorunu El Kitabı-Ermeni Sorununun Uluslararası İlişkiler Boyutu’’, Ermeni
Araştırmaları Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Basım Evi, 2002.
2) ntvmsnbc, Ermeni Tezleri 20 Ülkede kabul
gördü, 2011.
3
) Russia Duma Resolution, April 14,
1995, The Armenian Genocide Museum-Instıtute
4) Ertani , Emre, Dünya’nın Ermeni Soykırımı İle
Tanıştığı Yıl:1965, 2014.
5)
France, Great Britain and Russia Joint Decleration, May 24, 1915, Armenian
National İnstitute.
6)
Kılıç Yaşın Gözde, Ermeni İddialarını Kabul Eden Ülkeler, 21.Yüzyıl Türkiye
Enstitüsü,2014.
7)
Özbay, Fatih, Ermeni Diasporası Ve
Türkiye-Rusya İlişkileri, TASAM(Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi),
Stratejik Rapor No:5, Nisan 2005.
8)
Cabbarlı, Hatem, Rusya’da Ermeni Diasporası : Oluşumu Ve Faaliyetleri, Sayı:3, 2001.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder